Kayıtlar

Erhan Tuncer - Deligözel, Bir Yadigar Ejder Kitabı

ERHAN TUNCER – DELİGÖZEL, BİR YADİGÂR EJDER KİTABI [1] “üçüncü sınıf lokantalarda doyurur karnını uyur üçüncü sınıf otellerde üçüncü sınıf rollerde oynar birinci sınıf yürekle-“ Hüseyin Alemdar / Şair-Senarist                 “Birçok kimse onun durumuna düşmedi, çünkü kimse sinemayı onun kadar sevmedi” diyerek başlıyor Erhan Tuncer, sinemamızın en tanındık ve buna rağmen adı o kadar da bilinmeyen, hayat hikayesi ise adından daha az bilinen meşhur “üçüncü adamlarından” Yadigâr Ejder’i anlatmaya başlarken. Türk Sineması deyince son dönemde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında pek çok farklı tür ve seviyede eser veren bir sinema akla geliyor olabilir. Sinemamız, beşiğinden çıkmış bir çocuk evresini çoktan geride bıraktı. Ancak bu sinemanın kökeni, Yeşilçam Sokağı’nın yollarına dayanıyor. O yollarda yürümeden, bu temellerin üzerinde duran yapıya bakamayız. Romantik filmlerden aksiyon anlatılar...

"Türküm, Doğruyum, Çalışkanım..." Andımızın Kaldırılması Hakkında (1 Ekim 2013 Tarihli Bir Yazım)

ERKİN SAYILKAN -  "TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM..." ANDIMIZIN KALDIRILMASI HAKKINDA                 Ön Uyarı: 1 Ekim 2013 tarihli, okullarımızda okutulan Öğrenci Andı’nın kaldırılması sonrasında, bugün belki bir kısmına katılıp, bir kısmına katılmayacağım görüşlerimi paylaşıyorum. Fikirleri eleştirin, eleştirerek iyileştirin. Slogan budur... Andımızın kaldırılmasında açıkçası pek sorun görmüyorum. Gençleri yetiştirmek, bilinçlendirmek aileden başlayan bir olay. Böyle antlarla, yeminlerle olmaz. Zira ne benim öğrenciliğimde ne de şimdi "Andımız" metnine böyle bir kutsallık atfedilmedi. Kimse bu metni "bir yemin" olarak görmedi. 18 yıl öğrencilik yaptım, bu 18 yılın hiç bir gününde böyle düşünen bir öğrenciye rastlamadım. Andımız, bu ülke öğrencileri için her daim "gereksiz yere okul bahçesinde ayakta beklenen 5 dakika" idi. Ve bu ülkenin öğrencileri ne çalışkanlığı, ne de dürüstlüğü, okul kapısında ...

OHAL ve Kürt Sorunu Üzerine Bir Deneme (19 Ekim 2011 Tarihli Bir Yazım)

ERKİN SAYILKAN - OHAL VE KÜRT SORUNU ÜZERİNE BİR DENEME Ön Uyarı: Zamanında (19 Ekim 2011) Çözüm Süreci vs. politikaların sürdürüldüğü bir dönemde, doğru sonuç verebilecek bir icraat olarak göründüğü için karaladığım birkaç kelâmı burada paylaşmak istiyorum. Burada yazdıklarım üzerine sonradan düşünüp "şu doğru, bu yanlış" gibi bazı fikri değişikliklere gidebilirim ancak bu yazıyı doğrumla yanlışımla o zamanki fikirlerimi ve beni yansıttığından dolayı paylaşmak istedim. Buradaki fikirlerin çoğu belki tamamı demode olmuş, zamanı geçmiş, geçersizleşmiş olabilir ya da olmayabilir ancak maksadımız güncele değil o döneme dair bir yazı göstermek. Gerçi Çözüm Süreci de artık eski mitoloji diyebileceğimiz kadar neredeyse geride kaldı ancak yine de "Yurtta sulh, cihanda sulh" gibi bir hedef daim olduğu sürece, üzerine düşünmek de faydalıdır diye inanıyorum. Fikirleri eleştirin, eleştirerek iyileştirin. Slogan budur... OHAL çözüm değil, bölge halkına işkencede...

Falih Rıfkı Atay - Zeytindağı

FALİH RIFKI ATAY – ZEYTİNDAĞI [1]                 “Bu kitabı okumak âdeta bir borçtur ve bir vazifedir”                                                                                               Behçet Kemal Çağlar                 “Zeytindağı, bugünkü Türkçe ile ne kadar kuvvetli anlatım yapılabileceğine sağlam bir delildir.”       ...

Binbaşı Ersever'in İtirafları - Soner Yalçın

SONER YALÇIN – BİNBAŞI ERSEVER’İN İTİRAFLARI  [1]                 Bugünkü kitabımız, yakın dönem tarihimizin karanlık bazı noktalarına dair bir “itiraf” kitabı. Bu kitaptan bahsedebilmek için de yakın dönem Türkiye ve dünya tarihine de biraz temas etmemiz gerekecek.                 II. Dünya Savaşı sonrası iki kutuplu (ABD – SSCB) hale gelen dünya, bu kutuplaşmanın getirdiği gerginliğin de etkisiyle bir refleks olarak III. Dünya Savaşı’na hazırlanmaya başlamıştır. Sovyetler Birliği ordularının, Nazi savaş makinesini bozguna uğratarak Berlin’e kadar gelebilmesi ve savaş sonrası Doğu Avrupa’ya yaptığı muazam askeri yığınak, NATO’yu yani ABD’yi farklı stratejik çalışmalar içine sokmuştur. Hem olası bir işgal karşısında direnişi örgütlemek, hem de Sovyet yayılmacılığına karşı faaliyetlerde bulunmak için çeşitli yeraltı örgütleri t...

José Saramago - Bilinmeyen Adanın Öyküsü

JOS É  SARAMAGO - BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ(1)(2)              Uğur Karabürk hocam ile çıktığımız bir kitap turunda rastladım bu küçük esere. Saramago, kendisinin daha önce tattığı bir lezzet idi ancak ben de başlamaya sabırsızlanıyordum.  "Saramago ise konu, mutlaka Körleşme'yi okumalısınız"  deyince, ben de bir aperitif kıvamında bu kitabı alayım dedim. Bu sabah başladım ve yarım saate yakın bir sürede bitti yani kısa bir eser.             Saramago'nun diğer kitaplarını okumadım ancak bu kitabına hakim bir "virgül tekniği" var. Anlatımı hızlandırmak amaçlı mı kullanmış, okuru hızlıca okutmak amaçlı mı veya da yormak amaçlı mı bilemiyorum ama kitap çok hızlı aktı bu virgüller sayesinde. Cümleler ve konuşmalar virgüllerle ayrılmış. Belli yerler ve paragraflar dışında da nokta kullanımı yok denecek kadar az. Eğer arada kaçırmadıysam, sadece iki noktalama işaretiyle kitap tamamlanmış.     ...

Neil Gaiman - Amerikan Tanrıları

NEIL GAIMAN – AMERİKAN TANRILARI(1)             Gölge’nin, tahliyesinden sonra yolunun kesiştiği Bay Çarşamba (aslı isminde saklı) isimli gizi bol bir adam ile çıktığı, bir nevi yarı yol yarı fantezi kitabı denilebilir. Bu kitaba başlangıcım çok olmadı ancak bitişi kolay oldu. Dizisinin de başlamasının verdiği bir gazla olsa gerek, iki haftadan kısa bir süre içerisinde, ağır diyebileceğim bir tempoyla okuyup bitirdim. Yedi yüz sayfa sizleri korkutmasın yani. Kolay akıyor, bunu başta söylemeliyim.             Gölge ve Bay Çarşamba’nın (daha çok Gölge’nin) bu yolculuğu bizleri Birleşik Devletler’in çeşitli yerlerine ve dışarısına (hatta farklı boyutlara) kadar taşıyor. Genel itibariyle konusundan bahsedecek olursak, Amerikan Tanrıları’nın bulunduğu evren, bizimkine çok benzeyen, ancak imgelere duyulan inancın, o imgeleri somutlaştırabildiği bir varoluş yapısına sahip. Esk...