Serkan Türk - Uzun Ruhlu Bir Cüce (Şiir)
SERKAN
TÜRK – UZUN RUHLU BİR CÜCE(1)
Serkan
Türk'ün bu kitabı, bir süredir takip ettiğim bu şairimizin, edindiğim ilk
kitabı oldu. Bir süredir başlamaya çalışıyordum ama hep bir şeyler girdi araya.
Bu perşembe gününde de artık bitireyim deyip hallettim.
Kendisini
bir süredir tanıyorum. Bu sebeple de Onuruma yaptığım yorumu kendisine de
yapacağım. Bir "şiire başlama" kitabı değil. Yani edebi
anlamda başlangıç seviyesinin üzerinde bir eser.
Bir
şiirden, her yönde analiz edecek kadar iyi anlamıyorum. Şiire baktığımda bana
bir şeyler hatırlatacak dizeler arıyorum. Bundan dolayı da değerlendirmem sığ
kalabilir. Ama şiir dünyası benim için, eteklerinde durduğum bir sıradağlar
dizisi. Hangisi diğerinden daha yüksek, tırmanmadan anlamam zor olur.
"Yaşamı
Yormak", "Sarmaşık", "Gayya Kuyusu", "Uzun Yıllar
Sessiz", "Yalnızlık", "Kış Bahçesi", "Acılar
Ortasında", "Bulanık Deniz", "Gece Defteri" ve
kitaba adını veren "Uzun Ruhlu Bir Cüce" şiirleri, kitaptan
aklımda kalanlardı. Bunların içinden de en beğendiklerim, "Kış
Bahçesi", "Bulanık Deniz", "Gece Defteri" ve "Yaşamı
Yormak" oldu.
"Kalpsizlerin
yolundan yurdundan" çok geçtiğinden ötürü, "her taşın altından
alınganlığımızın çıktığı" "Kış Bahçesi"nde, bir nevi
lisan öğreten "Bulanık Deniz"de, korkularımla umutlarımın ve
de hayallerimin yazıldığı "Gece Defteri"nde, "insan
insanın tesellisi" diyen "Yaşamı Yormak"ta
kayboluyorum okurken.
Şiirde
aradığım o keskin, hatırlatıcı ifadeleri, diğer şiirlerinde de görmek mümkün. "Sarmaşık"ta,
"insan insana dökülür" derken o verdiği, aktardığı hissin
ifadesi zor. Ya da "Acıların Ortasında"yken nasıl da kanatıyor
yürekleri "insan kendini koyamazken bir yere / başka birinin cenneti
cehennemi olur" derken. Ya da "Gelişigüzel" yazarken
nasıl da tutturmuş, birini ara ara özlüyorsak eğer "mevsimlerin
gelişigüzel geçmediğini." "Yalnızlık" içindeyken, o içimizdeki
boşluğu nasıl da adlandırdığımızı "doldur doldur bitmeyen yalnızlık koyduk
adına" diyerek anlatıyor. "Uzun Yıllar Sessiz" iken,
nasıl da ifade etmiş "gökdelenleri diken insan"ın, "uçurumlara
da düşmeyi öğrettiğini." "Gayya Kuyusu"na düşmüşken,
yorgunların sınıflandırılması hakkında da bilgi veriyor "yol ve gönül
yorgunu" diyerek.
Daha
önce de dediğim gibi, şiir dünyası benim için, hangisi diğerinden daha
yüksektir, bulunduğum yerden kestiremediğim bir sıradağlar dizisi. Bundan ötürü
daha keskin bir üslupta değerlendiremiyorum; daha incelikli yerlerini
değerlendirmeyi, ileri bir tarihe erteliyorum. Şairin diğer kitaplarını da
okumak lazım geliyor.
Sonuç
olarak, şaire güzel bir başlangıç oldu. Diğer kitaplarını da alıp imzalatmayı
dört gözle bekliyorum...
Dipnotlar
(1) Türk, Serkan – Uzun Ruhlu Bir
Cüce, Yitik Ülke Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, Ekim 2016
Yorumlar