Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

José Saramago - Bilinmeyen Adanın Öyküsü

JOS É  SARAMAGO - BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ(1)(2)              Uğur Karabürk hocam ile çıktığımız bir kitap turunda rastladım bu küçük esere. Saramago, kendisinin daha önce tattığı bir lezzet idi ancak ben de başlamaya sabırsızlanıyordum.  "Saramago ise konu, mutlaka Körleşme'yi okumalısınız"  deyince, ben de bir aperitif kıvamında bu kitabı alayım dedim. Bu sabah başladım ve yarım saate yakın bir sürede bitti yani kısa bir eser.             Saramago'nun diğer kitaplarını okumadım ancak bu kitabına hakim bir "virgül tekniği" var. Anlatımı hızlandırmak amaçlı mı kullanmış, okuru hızlıca okutmak amaçlı mı veya da yormak amaçlı mı bilemiyorum ama kitap çok hızlı aktı bu virgüller sayesinde. Cümleler ve konuşmalar virgüllerle ayrılmış. Belli yerler ve paragraflar dışında da nokta kullanımı yok denecek kadar az. Eğer arada kaçırmadıysam, sadece iki noktalama işaretiyle kitap tamamlanmış.     ...

Neil Gaiman - Amerikan Tanrıları

NEIL GAIMAN – AMERİKAN TANRILARI(1)             Gölge’nin, tahliyesinden sonra yolunun kesiştiği Bay Çarşamba (aslı isminde saklı) isimli gizi bol bir adam ile çıktığı, bir nevi yarı yol yarı fantezi kitabı denilebilir. Bu kitaba başlangıcım çok olmadı ancak bitişi kolay oldu. Dizisinin de başlamasının verdiği bir gazla olsa gerek, iki haftadan kısa bir süre içerisinde, ağır diyebileceğim bir tempoyla okuyup bitirdim. Yedi yüz sayfa sizleri korkutmasın yani. Kolay akıyor, bunu başta söylemeliyim.             Gölge ve Bay Çarşamba’nın (daha çok Gölge’nin) bu yolculuğu bizleri Birleşik Devletler’in çeşitli yerlerine ve dışarısına (hatta farklı boyutlara) kadar taşıyor. Genel itibariyle konusundan bahsedecek olursak, Amerikan Tanrıları’nın bulunduğu evren, bizimkine çok benzeyen, ancak imgelere duyulan inancın, o imgeleri somutlaştırabildiği bir varoluş yapısına sahip. Esk...

Sâdık Hidâyet - Kör Baykuş (Bûf-i Kûr)

SADIK HİDAYET – KÖR BAYKUŞ (BÛF-İ KÛR)(1) “Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar.”             Bitti nihayetinde. Doksan beş sayfalık bu kitap(çık), hayatımın altı aya yakın bir zamanını alıp götürdü. Onur’um “Geç kalmışsın” diyordu bu kitabı okumam için. Ekim’in başında başlayıp ara ara tekrar başladığım bu kitabı, 8 Nisan’ı 9’una bağlayan gecede bitirdim.             Sadık Hidayet için Bozorg Alevî “Hidayet’in romanında bir kurtuluş yoktur, olsa olsa bir boşalmadır sonuç.” diyor yazdığı Sadık Hidayet’in Biyografisi başlıklı yazıda. Çok da doğru diyor. Psikolojisi normal bir insanı bunalıma sokacak (sıkıldığı için değil ama) derecede üslubu ile kurtuluşa ulaşmamız pek mümkün gözükmüyor zira. Hidayet de bunun farkında olacak ki romanın başında bizi uyarıyor “ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren ...

Serkan Türk - Uzun Ruhlu Bir Cüce (Şiir)

SERKAN TÜRK – UZUN RUHLU BİR CÜCE(1)             Serkan Türk'ün bu kitabı, bir süredir takip ettiğim bu şairimizin, edindiğim ilk kitabı oldu. Bir süredir başlamaya çalışıyordum ama hep bir şeyler girdi araya. Bu perşembe gününde de artık bitireyim deyip hallettim.             Kendisini bir süredir tanıyorum. Bu sebeple de Onuruma yaptığım yorumu kendisine de yapacağım. Bir "şiire başlama" kitabı değil. Yani edebi anlamda başlangıç seviyesinin üzerinde bir eser.             Bir şiirden, her yönde analiz edecek kadar iyi anlamıyorum. Şiire baktığımda bana bir şeyler hatırlatacak dizeler arıyorum. Bundan dolayı da değerlendirmem sığ kalabilir. Ama şiir dünyası benim için, eteklerinde durduğum bir sıradağlar dizisi. Hangisi diğerinden daha yüksek, tırmanmadan anlamam zor olur.      ...